Düşünceliyim şu sıralar,üstünde düşündüğüm şey ise kızıma benden sonra yaşamını idame ettirebilmesi için katmak istediğim şeyler var.
Örneğin iyi insan olması, savunmasız insanlara karşı onların ellerinden tutup kaldırabilecek vicdanını geliştirebilmek, önce kendisine saygıyı duymasını öğretmek ardından da kendisinden başka herkese,herşeye ,her bir canlıya,insana da hayvana da bitkiye de,eşyaya da..insanların duygularını anlayabilmesi ve onların duygularına saygı gösterebilmesini öğretmek istiyorum ama işte bunları yaparken de öyle öğretmen olarak değil anne olarak,yaşam rehberi olarak birlikte eğlenerek,gülerek kimi zaman ağlayarak kimi zaman kızarak rehberlik etmek istiyorum.Bir ebeveyn olarak elbette kış geceleri saatin 3 ünde bir anda uyanıp kızımın yorganı açık mıdır diye kontrol de edebilirim ,acaba bugün sınavı nasıl geçti diye endişelenebilirim de ya da odasını toparlaması için onu uyarabilirim de . Bazen çok kızsam da ona gider boynuna sarılıveririm ya da en yorgun olduğum anlarda bile onunla oynayabilirim de. Bunların yanında kızıma mücadele etmesini,çabalamasını,pes etmemesini öğretmek için rehberlik etmek de istiyorum. Mutlu olmak için bile çabalamanın gerektiğini düşündüğüm şu dünyada çabayı ,mücadeleyi öğretmeden rehberlik yapmanın hiçbir anlamı olmaz sadece agucuk,gugucuk,hoppala diyen bir ebeveyn olmaktan iki adım öteye gidilmez ki..Yaşamda mücadele etmek, başarmak için çabalamak,iyi insan olmak için çaba harcamak,paraya tamah etmeyen –biri- olmak için çabalamak…Bunu daha iyi anlatmak için belki de şu öyküyü anlatmak gerekir; bir baba oğlundan hamallık yaparak para kazanmasını ister, oğlu da annesine yana yakıla durumu anlatır. Annesi oğluna kıyamaz ve parayı oğluna verir. Çocuk ,parayı babasına verir ve ‘’ben kazandım bu parayı ‘’der. Baba,parayı alıp yırtar,çocuk şaşırır ve boş gözlerler babasını izler. Baba ‘’git çalışarak kazan’’ der. Bu defa çocuk gerçekten hamallık yapar ve parasını kazanır. Babasına gider parayı verir,baba parayı tam yırtacakken oğlu atılır ‘’ ne yapıyorsun baba ? ben o parayı nasıl kazandım biliyor musun?’’ der. Baba gülümser,’’işte şimdi çabaladığına inandım. ‘’
Sevgili okur,tıpkı bu öyküde olduğu gibi, çalışmadan,mücadele etmeden elde edilenlerin insanoğlu için hiçbir anlamı yoktur. Çocuklarımıza mücadele etmeyi öğrenmeleri konusunda rehberlik etmeliyiz. Bunu nasıl yapacağız diye sorduğunuzu duyar gibiyim; hepimizin içinde başarılı olmak isteyen,mücadele etmek isteyen bir tarafımız var ama elbette her duygu zıttıyla birlikte varolduğuna göre hiçbir şeyi başaramayacağını düşünen,ürken,yetersizlik duyguları içinde boğuşan bir tarafımız da var. Tıpkı biz yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarımızın da içinde bu duygular var ,önemli olan bunun varolduğunu bilmek ve üstüne gitmek yani mücadele eden tarafı desteklemek,çocuğu spora yönlendirmek ama gittiği spor dalında ‘’ben gitmek istemiyorum,çok sıkıcı ‘’dediğinde ‘’peki çocuğum’’diyip onu spordan almamak tam tersine hangi duygu gitmesini engelliyor ise o duygu ile mücadele etmesini sağlamak için gerekiyorsa mücadelesinde ona destek olmak. Ya da dersini tek başına yapamayan bir çocuğa ‘’tamam beraber yapalım ‘’demektense sen başla ben de odanda oturup bir şeyler okurum yardıma ihtiyacın olursa gel burdayım mesajını vermek. Zaten biz yol göstericilerin de yapması gereken bu değil mi? ‘’GİT DENE ,BİR DAHA DENE,BİR DAHA DENE BAKTIN DENEMEKTEN YORULDUN BEN BURDAYIM! MÜCADELENDE SENİ DESTEKLİYORUM! ‘’. Ama mücadele çocuğun mücadelesi,başarı da onun başarısı..Çocuğunuza bunu öğrettiğinizde sırtınız yere gelmez,hiç korkmayın!
Sevgilerimle..