Geçen hafta ilginç ve rahatsız edici bir deneyim yaşadım ve sizlerle bu deneyimimi paylaşmak istiyorum. 9 yaşında bir erkek çocuğu muayenehanemize anne ve babası tarafından getirildi.
Geliş nedenleri çocuğun bazı derslerde hareketlenmesi ve derse ilgisini vermemesiydi. Çocuğa daha önce dikkat eksikliği ve hiperkativite bozukluğu tanısı konmuş olup bu tanıyla ilgili olarak da ilaç tedavisine başlanmıştı. Ancak çocuktaki sıkıntılar geçmediği gibi yakınmalara zaman zaman da öfke patlamaları eşkil eder hale gelmişti. Anne-baba eğitim düzeyleri yüksek insanlar ama işte konu çocuk olunca çaresizlik duygusu içinde kıvranıyorlardı. Her ana-baba gibi çocuklarının sağlıklı,mutlu ve onların deyimiyle ‘’ normal’’ bir çocuk olmasını istiyorlardı. Bundan doğal ne olabilirdi ki? Çocukla ve aile ile ayrı ayrı görüşmeler yaptım. Ve çocukta DEHB bulgusuna rastlamadım. Yine de sağlamasını almak adına psikiyatristimiz Hüsnü Uçar’dan da bir konsultasyon rica ettim ve o da bana çocukta Dehb olmadığını söyledi. Peki bu çocukta ne vardı? Neden daha önce DEHB tanısı konmuştu? Çocuk ile ve aileyle yaptığım görüşme sonuncunda çocukta ‘’sınır ‘’ kavramının değişken olduğunu gördüm. Yani çocuk dişini geçirebildiği öğretmenin dersinde yaramazlık yapıyor dişini geçiremediği öğretmenin dersinde ise sus pus oturuyordu. Aynı şekilde evde dişini anneye geçirdiği için eziyeti annesine yapıyordu. İstedikleri olmadığında ise öfke nöbeti yaşıyor ve bu şekilde ailesine istediğini yaptırıyordu. Buraya kadar bir şey yok, herşey akışında gidiyor ama asıl konu tesadüfen gittiği okul rehberlik servisinde uzman olarak çalışan kişi çok sevdiğim ve işini çok iyi yapan bir arkadaşımdı. Kendisi beni aradı ve durumla ilgili ailenin onayıyla kendisine rapor yazdım ve yolladım. Ardından okuldaki velilerin çocuğu okulda istemediklerini söyledi. Nasıl yani ? dedim evet nasıl yani? Çocuğun ruh hastası olduğunu söylüyormuş aileler ve çocuklarının güvende olmadıklarını iddia ediyorlarmış bunun üzerine kendileriyle yapılan bir toplantıya katılmamı rica ettiler , okul uzakta olduğu için teknolojinin yardımıyla toplantıya 10 dakika katıldım. Ki keşke katılmasaydım, bir grup insan küçük bir çocukla ilgili ithamlarda bulundular, size inanılmaz gelebilir ama ben o sırada şu soruyu kendime sorarken buldum ‘’ biz ne zaman böyle insanlar haline geldik?’’ Elbette hiçbir yorumda bulunmadım kendilerine tek söylediğim şey bu yaptıklarının sınır ihlali olduğuydu yani küçücük bir çocukla aynı durumdaydılar ama farkında bile değillerdi. En azından o küçük çocuk iyi olabilmek adına destek alıyor peki ya onlar?
Yine geçen hafta çok sevimli 8 yaşlarında bir kız çocuğu geldi. Anne-babası getirdi. Bir uzman çocuğa DEHB tanısı koymuş yani dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu. Görüşmenin sonunda çocukla ilgili böyle bir kanaatim oluşmadı. Yine doktor bey de gördü o da aynen şunu söyledi’’ çocuğunuzda hiçbir şekilde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yok’’
Böyle o kadar çok vaka anlatabilirim ki sizlere ..Peki o zaman neden DEHBsi olmayan çocuklara DEHB tanısı konuluyor ve ilaçlara başlanıyor biri bana açıklasın!